Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

bu biçimde

См. также в других словарях:

  • acı acı — zf. 1) Üzüntülü bir biçimde, dokunaklı olarak Acı acı gülerek Beyoğlu nun ilk ışıklarına baktı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Sert ve keskin bir biçimde Temizlenmeye hiç vakti olmayan kirli iş adamı gibi acı acı ter, kepek, yağ ve toprak kokuyor. A.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alev alev — zf. 1) Aşırı bir biçimde tutuşmuş olarak 2) Vücut ısısı herhangi bir sebeple artmış bir biçimde ve bu sebeple tende kızarıklık oluşarak, alaz alaz Yüzü alev alev yandığı hâlde çeneleri atarcasına üşüyordu. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • âşıkane — sf., Ar. ˁāşiḳ + Far. āne 1) Âşığa yaraşır biçimde olan Sende başka âşıkane müsvedde varsa bana ver. H. R. Gürpınar 2) zf. Âşığa yaraşır biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bin türlü — sf. 1) Birbirinden çok farklı, çok değişik, bin çeşit 2) zf. Birbirinden çok farklı biçimde, çok değişik biçimde Klasik şiirin yıkıldığından beri şiiri, bin kişi bin türlü tarif ediyor. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • canlandırma — is. 1) Canlandırmak işi Küçük kafasında kendisini çağırtan ihtiyar kadının hayalini canlandırmaya çalışıyordu. H. E. Adıvar 2) ed. Kişileştirme 3) Otel, tatil köyü vb. turistik yerlerde konukları eğlendirmek için çeşitli oyunlar, gösteriler yapma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • devamlı — sf. 1) Sürekli, bitmeyen, kesintiye uğramayan 2) Okuluna düzenli bir biçimde devam eden Devamlı öğrenci. 3) zf. Sürekli, bitmeyen, kesintiye uğramayan bir biçimde Devamlı memnuniyetini bildiriyor, şen, şakrak görünmeye çabalıyordu. R. H. Karay… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düpedüz — zf. 1) Çok düz ve doğru bir biçimde, dümdüz olarak 2) Yalın, basit, süssüz, sade bir biçimde Bir lakırtıyı düpedüz söylemek dururken, daha çok beğenilsin diye dolambaçlı yollardan söylediniz mi, çok kere manasız manasız şeyler meydana çıkıyor. O …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ezgince — sf. 1) Ezgin bir biçimde olan Münir, ezgince bir suratla: Ne yapayım efendibabacığım, geçinme derdi bu. H. R. Gürpınar 2) zf. Ezgin bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gıcıkça — sf. 1) Gıcık bir biçimde olan 2) zf. Gıcık bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gibi — e. 1) ... e benzer İn cin, uyanmadan denizin üstü boş gibidir. H. Taner 2) zf. O anda, tam o sırada, hemen arkasından Haberi aldığı gibi yola çıktı. 3) zf. İmişçesine, benzer biçimde Bu sade dekor, ölümün manzarasını ulvi bir tablo gibi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • görgüsüzce — sf. 1) Görgüsüz bir biçimde olan Bundan ötürü de hâllerinde görgüsüzce bir çalım, budalaca bir durum sezilir. H. Taner 2) zf. Görgüsüz bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»